Kendi dillerinin edebiyatının yarısından fazlasını oluşturan ya da temsil eden kimi edebiyat yapıtları vardır. “Nišan saman-i bidhe”nin konumu da Mançu edebiyatı açısından böyledir. Mançu yazmalarıyla dolu arşivler arasında, yazılı olarak saklanabilmiş bir halk anlatısı olarak yerini korumaktadır. Diğer yazmalar da kuşkusuz önemli ve çok sayıdadır, ama çoklukla ya buyruklar ile raporlardan, ya da Çince klasiklerin çevirilerinden oluşurlar. Oysa Nişan, bir halk öyküsü olarak, halkının dilini temsil ediyor.
Neyse ki, Grebenşçikov'un elde edebildiği öykünün kimi yazmaları sayesinde, bizler öyküye ve temsil ettiği dünyaya yakından bakabilme şansımız oldu.
Bu metin günlük yaşamdan avcılığa, askerlikten dine, aile ilişkilerinden devlet yapısına çok sayıda konu başlığını içeren geniş bir söz varlığı sağlıyor. Buna ek olarak, kimi sözcüklerin yazımının düzenli olmadığına bakarsak, konuşma diline de bir ölçüde ışık tutuyor.
On altı dile çevirisiyle, bir tür “Nişanoloji” oluşmaya başladı. Bu makalenin yazarları, bir Ph.D. çalışmasının parçası olarak yakın zamanda Nişan'ı Türkçeye çevirdi. Bu yazıda, bu sürecin kimi ayrıntılarına daha yakından bakmaya çalışacağız. Bu amaçla, Mançuca, Moğolca ve Türkçe arasındaki ilişkiyi irdeleyeceğiz; bu üç Altay dili arasındaki kimi özgün özelllikleri değerlendireceğiz; yapıtın sonunda karşımıza çıkacak olan sözlükçe ile bu sözlükçeden birkaç ilgi çekici söz varlığına değineceğiz.
Nişan, kam, Nişanology, Mançu, halk öyküsü, çeviri, Altayistik