Türk kültüründe yas törenleri, ölüye saygı göstermek, ölüm karşısında hissedilen acıyı yansıtmak ve acıyı paylaşmak gibi nedenlerle günümüze kadar varlığını korumuş kültürel özelliklerden biridir. Kişisel ya da toplumsal düzeyde acı veren ölümlü pek çok olay, Türk boylarında genellikle ağıtla da ifade edilmiştir. Türklerde İslami Dönem öncesinden günümüze kadar cenaze töreni, yas ve ağıt söyleme geleneği hep birlikte var olmuştur. Türk kültür tarihinde cenaze törenleri, cenazeyle ilgili ritüeller, uygulamalar, mezar şekilleri, ölümün ve mezarın / mezarlığın algılanma biçimi; ölüm karşısında gösterilen tepkiler kabul edilen inanç sistemlerine göre farklılık gösterse de doğal olarak tarihî süreçte ölüm karşısında ölenin yakınlarının hissettiği acıda ve yaşanan derin travmada herhangi bir değişiklik olmamıştır.
En az doğum kadar gerçek olan ölüm karşısında çaresiz kalan insanoğlu, bu çaresizliği bazen gözyaşı dökerek, bazen üzülerek, bazen de ağıtlar yakarak yansıtmıştır. Ancak yaşanan acılar zamanla etkisini kaybetse de duygu yüklü ağıt sözleri kültürel hafızada korunabilmekte ve kültürün önemli nitelikleri arasında varlığını sürdürmektedir.
Yenisey ve Talas Yazıtları başta olmak üzere Köktürk harfli yazıtlarda şiirsel bir üslupla nesir şeklinde ifade edilen ağıt metinlerinin şiir biçiminde tespit edilebilen en kapsamlı ilk örnekleri Dîvânu Lugâti’t-Türk’teki Alper Tonga Sagusu ve diğer ağıt metinleridir. Bu çalışmada Türk kültüründe ağıt söyleme geleneği çerçevesinde Alp Er Tonga Sagusu ile birer mezar taşı olan Köktürk harfli yazıtlardaki benzerlikler dikkatlere sunulmuştur.
Alp Er Tonga, sagu, Türk edebiyatı, Türk dili